1- ağızın iç yüzeyini örten deri (mukoza) her gün bir miktar soyulur, ölen hücreler ağzımızın için dökülür. Buna deskuamasyon denir. Deskuame olan hücreler dilin yüzeyinde toplanır. dilpası na katılır.
2- Ölmüş veya canlı olan milyonlarca bakteri hücresi dilimizin sırtına tutunur. Unutmayın her sağlıklı nsanın ağzında 1 cm3 salyanın içinde tam 1 milyon tane bakteri hücresi bulunur. Bu normal bir rakamdır.
3- Salyadan gelen müsin benzeri yapışkan proteinler ve #dilpapil lerinin arasında yer alan von Ebner bezlerinden salınan yapışkan salgılar dili yapışkan bir yüzey haline getirir.
4- Ölü ve canlı bakteri ve epitel hücreleri yemek artıkları ve salya toplanır ve dilin sırtında kirli gri-sarı dil kaplamasını oluşturur.
Midedeki hiç bir hastalığın veya özelliğin bu kaplama üzerine etkili olduğu gösterilmemiştir. Dil pası yeterince çıkmıyor veya dil hızlı kirleniyor ise dil kötü temizleniyor, eksik temizlik yapılıyor veya fırçalanmak yerine kazınarak temizleniyor demektir. Fırçalama itinalı yapılırsa çıkmayan dil pası yoktur.
Söyleyin onlara boş yere mideleriyle uğraşmasınlar
Ağız kokusu hastalarının önemli bir bölümü midelerinden koku gelme ihtimali bulunmadığı halde endoskopi oluyorlar.
Hint tıbbından başlayıp Arap yarımadasına kadar ve daha sonra Ortaçağ Avrupasına kadar tıp tarihi yazıtlarında mideden ağız kokusu gelebileceği öne sürülmüştür. Ancak günümüz çağdaş tıp biliminde bunu söylemek için elimizde yeterli delil yoktur. Wu’nun bir kaç yayınında dispepsi ve ağız florası arasında ilişki iddia edilmiş olsa bile veya antral gastrit ile mide öz suyu kromatografisi arasında koku şüpheli bir ilişki tarif edilmiş olsa bile, midesi tedavi edilip ağız kokusu iyileşen hiç kimse rapor edilmemiştir.
Bir çok ağız kokusu hastası gereksiz yere mide ve bağırsak sisteminden Midenin kokabilmesi için ağır bir hastalığın şiddetli bir şekilde vücudu sarmış olması gerekir. Örneğin mide kanseri, geçirilmiş ağır mide ameliyatları, kanlı kusmalar, durdurulamayan ishal, kanlı dışkılama, şiddetli karın ağrıları ile seyreden ağır hastalıklar, yoğun bakımda yatalak olan hastalar vesaire. Ancak bu kişilerin mide kaynaklı (Tip 3) ağız kokuları bulunabilir. Bu hastalar ise bize ağız kokusu için gelmezler.
Bu sebeple sedye ile getirilmediyse, kendisi ayakları üzerinde durarak ve yürüyerek gelen bir ağız kokusu hastamızda mide problemi aramamıza gerek yoktur. . Bazı agiz kokusu veya nefes kokusu hastalarımın elinde bir hatta bazen bir kaç endoskopi raporu görüyorum. Buna hiç gerek yoktur. Umut, para, mesai kaybına sebep olmaktadır. Midenin ağız kokusuna sebep olmadığı gösterilmiştir. (Winkel E, 2012)
Ortaçağ tıbbının eksik bilgisi ve yetersiz uygulamalarının bu güne uzantısı olarak midenin koktuğunu zannetmek maalesef günümüz dünyasında yer bulmaktadır. Ağız kokusunu tedavi edemeyen her kurum hastanın midesinden endoskopi istemekte, gereksiz para ve umut kaybına sebep olmaktadır. Hele ki, ağız kokusunu ölçüp mide bağırsak sistemini işaret eden tanı koymak oldukça isabetsizdir.
Bu konuda Helicobacter pylori isimli bakteri hedef yatası olmuştur. Mideye yerleşip gastrite sebep olabilen bu bakterinin nefeste nitrat emisyonu yaptığı doğrudur ancak bu miktar kokusunu alabileceğimiz seviyelerin çok altındadır.
Bana gelen hastaların şikayetlerini dinleyip ölçümler yaptığımda ve ellerinde daha önce yaptırmış oldukları tetkikleri incelediğimde görüyorum ki insanlar gereksiz yere sancılı tetkikler yaptırmış oluyorlar. Üzülüyorum . Bu sebeple ulaşabildiğim insanları uyarmak istedim.
Farinjit tek başına ağız kokusu sebebi olmaz. Dil sırtının bakteri yükünü artırdığı için ağız kokusunu destekler, artırır, ve tedavi edilmezini zorlaştırır
Burun tıukanıklığıda benzer şekilde tek başına koku sebebi değildir. Ağzın kurumasına sebep olduğu için ağız kokusunu destekler, artırır, ve tedavi edilmezini zorlaştırır. Kulak burun boğaz hekimler hem burun tıkanıklığını hem de farinjiti tedavi edebilir.
Reflü tek başına ağız kokusu sebebi değildir. Bu konuyu ayrı başlık halinde ele almıştım. Oraya bir göz atabilirsiniz: