Dövmelerin tarihsel bakış ile çıkış noktası karşı cinsel cazibe yaratmak ve beğenilme arzusudur. Arap yarımadasında, Güney Amerika’da İnka medeniyetlerine kadar eski bir uygulamadır. Kızlar beğenilmek için yüzüne ve vücutlarının çeşitli yerlerine boyalar sürür karşı cinsin ilgisini çekmeye çalışırlardı. Günümüzdeki uzantısı dövme ve pirsink (piercing) tir.
Geçtiğimiz günlerde bir meslektaşım dövme boyalarının limf kanserine sebep olabileceğini açıkladı. Kaynak: Tıp literatürü tıklayınız
Sağlık konusunda sıfır eğitimli dövmeciler her arzu edilen yere dövme yapmaktadır. Hepatit ve AIDS benzeri hastalıkların bulaşması için dövme en bilinen yollardan birisidir. Ayrıca folikülit, selülit, impetigo, yaygın ve lokalize alerjik dermatitler, oluşabilir. Dövme yarası apseleşebilir, nontübeküloz mikobakteri infeksiyonları oluşabilir. tedavisi haftalarca sürebilir. Limf nodları şişebilir, bölgedeki eklemler hastalanabilir.
Avrupa’da %12, Amerika’da %33 yaygınlığı vardır. Deriye batıp çıkarılarak dövme boyası deri altı dokusuna itilir. Deri altında rezorbe olmadığı için bu boya kalıcı renk verir.
Bir insan 10 gün önce beğendiği resmi beğenmeyebilirken ömür boyunca bir deseni gövdesinde taşımaya karar vermesi genellikle bir süre sonra pişmanlık ile sonuçlanır.
Dövme tıbbi ve sosyal bakımdan mahzurludur. Dövme yapılmamalıdır.
Özenti, moda, sükse yapmak veya başkaları beğensin diye vücudun çeşitli yerlerine mavi, kırmızı, siyah, mor gibi çeşitli renklerde karikatür, amblem, marka, resimleri yapılır, imza atılır veya çeşitli yazılar yazılır. Bunlara dövme adı verilir. İğneler batırılarak kimyasal maddeler deri altına verilir. Bu görsel lekeler doğal yollarla asla uzaklaşmaz. Örneğin Ahmet isimli sevgilisinin ismini omuzuna dövme olarak yazdıran bir kadın, ömrünün sonuna kadar omuzunda bu yazıyı taşımaya kendisini mahkum etmiş demektir. Kısa, kısır, zayıf ve dar bir bakış açısıdır. Kendisine pranga vurmuş, kendisini mecbur etmiştir. Ahmet’ten ayrılacak olsa bu yazıyı sildirmesi çok zordur. Hayatının ilerleyen döneminde bu lekelerden kurtulmaya karar verirse laser ile kısmen silinebildiği söylenmektedir. Kişi toprağa verilirken bile vücudunda bu lekeler kalır. Dövme yaptıran kişi,bir anlık, dönemlik, mevsimlik veya bir sezonluk bir fikir ve heves uğruna bedeninde kalıcı bir kirlilik yaratmış olur.
Bu durumda dövmeyi sildirmek amacı ile laser ışığından faydalanılmaktadır. Laserin yakıcı etkisi bu boyayı deri altında yakarak toksik maddelere dönüştürmekte ve bu toksik boya kalıntıları immün sisteme zarar vermektedir. Yani sadece uygulamak değil dövmeyi çıkartmak da toksik etkilidir. Güneş ışığı ile temas edince zehirli maddeler olan 1,2-benzene dicarbonitrile, benzonitrile, benzene, ve çok zehirli olan hydrogen cyanide (HCN) açığa çıkar. Dövmeden kurtulmak amacı ile bu boyanın ruby (yakut) laser ile giderilmesi sırasında yine ayni zehirli maddeler ortaya çıkar. Dövmede kullanılan diğer boyalarda zehirli maddeler ortaya çıkarma özelliğine sahiptir.
Dövme yapılırken santimatrekareye yaklaşık 9 mg boya verilir. Mavi boya olarak copper phthalocyanine isimli toksik bir madde kullanılır. Dövmeciler buna pigment B15:3 boyası adını verir. Veya Cobalt aluminate boyası kullanılır. Dövme boyaları metal içerir. Demir, Alüminyum, Krom, Kadmiyum, Cva, Manganez, Çinko, Titanyum, Kadmiyum, Bakır, Kobalt.
Kahverengi boya :Ferric oxide
Yeşil boya: Chromium oxide
Kırmızı boya: Cadmium sulfate ve Mercury sulphate
Mor boya: manganese
Beyaz boya: titanium dixide ve Zinc diokside
Sarı boya:: Cadmium sulfide
Bilim kaynağı tıklayınız
Bu gün FDA bültenini okuyordum gözüme şu haber ilişti: Amerika’da Sierra Stain LLC firması tarafından üretilen dövme boyaları mikrop içerdiği sebebi ile piyasadan toplatılma kararı verilmiş. Kaynak: FDA Ağustos 2024 bülteni tıklayınız
Orada toplatılan dövme boyaları nereye gidiyor bilmiyoruz.
Bu beden bize emanet verilmiştir. Aldığımız gibi teslim etmemiz kaportada kalıcı değişiklikler yapmamamız akla yakın geliyor bana.