Dost bakteri yoktur. Çünkü onlar bir bakteridir. Halk anlasın diye bakterilerin bazılarını dost kabul etmek yanıltıcıdır ve sayısız hataya sebep olmaktadır. Probiyotik adı ile dost bakteri kapsülleri kullanmak geçici ve zayıf bir flora değişimine sebep olsa da, belirli bazı bakteriler floraya zorla sokulsa bile probiyotik kullanımı terk edildikten saatler veya aylar sonra flora eski haline geri dönecektir. Bu sebeple : “probiyotikler hiç bir hastalığı kalıcı olarak tedavi edemez”
İnsan vücudunda deri, bağırsak, ağız, kulak ve burun gibi her florada toplanan mikropların birer listesi yapılabilir. Genellikle hangi bakteri cinsinin hangi floraya yerleşeceği bellidir. Örneğin Pseudomonas aeruginosa ağıza sokamazsınız. Ağıza yanlışlıkla girerse tutunamaz ölür. Daha doğrusu mevcut flora üyesi yerli bakteriler onu öldürür oraya sokmaz. Klebsiella ozaenae isimli bakteriyi ağıza sokamazsınız ama buruna yerleşebilir. Onun kardeşi olan Klebsiella pneumoniae akciğere yerleşir ama safra kesesine yerleşemez. Salmonella typhi safra kesesine yerleşir ama beyine yerleşemez. Neisseria meningitis beyine yerleşir ama bağırsağa giremez.
Mikrobiyal floralarda yazılı olmayan kesin kurallar çalışır hangi bakterinin nerelerde yerleşebileceği aşağı yukarı bellidir. Bunu belirleyen floraların ekolojileridir. Ekolojik belirteçler (determinantlar) söz konusu floradaki bakteri listesini belirler. Borrelia burgdoferii fare beyninde çoğalır ama hastalık yapmaz. Fakat 1 tane Streptococcus penuomonia bakteri hücresi fare peritonuna girse hayvan hasta olur ve ölür. Porphyromonas asaccharolytica‘yı idrar yoluna sokamayız. Bacillus cereus ‘u tavşan testisine sokamayız. O bakteriler orada yaşamaz. Oradaki mevcut yerli bakteriler tarafından öldürülür veya ekoloji sebebi ile orada silinip giderler.
Şunu iyice anlamak gerekir: Biz istedik diye hiç bir bakteri bir floraya yerleşmez. Bu çok önemli bir kuraldır. Bu kuralı iyice aklımızda tutalım.
● Bakteri konak ilişkisi:
Aykırı bir bakteriyi ilgisini çekmeyen bir floraya zorla inoküle edersek ne olur? Mesela ağıza yerleşemeyen Yersinia pestis bakteri süspansiyonunu ağızın içerisine döktük veya bu bakteri ile gargara yaptırdık. Ağzın içinde yaşamaya zorladık. Bu durumda sırasıyla şunlar gerçekleşir: Önce Y. pestis bakterisi kendi etrafındaki ekolojik determinantlar (pH, sıcaklık, eH, ışık, oksijen satürasyonu, enzim aktivitesi, CO2 basıncı vs) gibi faktörleri yoklar. H2 ve fumarat gereksinimini karşılayıp karşılayamayacağı, adezin ve kapsül polisakkaritlerinin ağız mukozasına yapışık tutunmasını sağlayacak reseptörlerin bulunup bulunmadığı gibi çeşitli bakımdan etkileşip çevresini tanımaya çalışır. Eğer minimum koşulları sağlayamıyorsa bu bakteri floraya tutunamaz. Tutunamayan bakteri çoğalamaz. Çoğalamayan bakteri hastalık yapamaz. Eğer bu bakteri yutulmadı veya limf nodlarına emilmediyse veba basili olmasına rağmen hiç bir hastalık yapamadan saatler içerisinde ağızdan kaybolur gider. Eğer bu yol ile ağızdan kaybolmadıysa ağız florasının bakteriler tarafından derhal inhibe ve tahrip edilir.
Bakteri konak ilişkisi interaktiftir. Karşılıklı olarak kesintisiz olarak etkileşir. Bakteriler ortam biyokimyasını değiştirir. Konak biyosferi de sürekli olarak değişir. Böylece floradaki bakteri listesi dinamiktir ve küçük alternasyonlar ile benzer bakteriler arasında gezinir. Bazı bakteriler floraya eklenirken diğer bazıları kaybolur.
Ekolojisi uygun olan bir bakteri eskiden mevcut iken bir florada sonradan neden kaybolur ?
Eğer konak tarafında bir ekolojik shift (değişim-kayma) veya mikrop tarafında mutasyon meydana geldiyse o bakteri o floradan silinir. Bu bakteri bu floranın asli ve kadim üyesi olsa bile artık o florada bu bakteriyi bulamayız. Eğer eksilen bakteriyi biz dışarıdan inoküle etsek bile orada tutunamaz ve saatler sonra silinir gider. Çünkü o artık yabancılaşmıştır ve flora üyesinin bilinen kadrolu elemanı değildir. O halde kuralımız şöyle değişti:
Hangi sebeple olursa olsun biz istedik diye hiç bir bakteri hiç bir floraya yerleşmez. |
● Probiyotik adı verilen dost zannedilen bakteri listesi:
Bifidobacterium longum, Bifidobacterium breve, Bifidobacterium infantis, Lactobacillus helveticus, Lacticaseibacillus rhamnosus, Lactobacillus plantarum, Lactobacillus casei, Bifidobacterium infantis, Enterococcus faecium, Lactobacillus reuteri, Lactobacillus rhamnosus, Lactobacillus salivarius, Propionibacterium freudenreichii, Saccharomyces boulardii, Escherichia coli Nissle 1917, Streptococcus thermophilus, Lactobacillus acidophilus, Lactobacillus plantarum, Lactobacillus paracasei, Lactobacillus delbrueckii, Blautia, Roseburia, Parabacteroides, Eggerthella Coprococcus, Erysipelotrichaceae, Ruminococcaceae (Kim YS,2023)
Probiyotik yutmak, bu bakterilerin hepsini veya bir kısmını zorla floraya inoküle etmek demektir. Bu bakteriler önceden bağırsak (veya herhangi bir) florada yoksa demekki bulunmaması gerektiği için bulunmuyordur. Bu kapsül ile bağırsağa yeni gelenler daha önceki aynı bakterilerin ortadan kaldırıldığı sebeplerle tekrar ortadan kaldırılacaktır, saatler sonra floranın bakteri profili eski haline geri dönecek, restore olacaktır. Çünkü floranın eskiden kadrolu üyesi olsa bile değişen ekoloji yeni gelenleri de ortadan kolayca ve derhal kaldıracaktır. Bu sebeple probiyotik herhangi bir şeyi kalıcı olarak tedavi etmeyecektir.
● Probiyotik ile neyi tedavi etmeye çalışıyorlar?
Stres, anksiyete, depresyon, Cilt hastalıkları, baş ağrıları, migren, ürogenital sistem, romatizmal hastalıklar, nörolojik hastalıklar (otizm, parkinson, multipl skleroz), demans, obesite, depresyon, kap damar hastalıkları, Crohn’s hastalığı, Çölyak hastalığı, kronik ishal, alerjik hastalıklar, karaciğer sirozu, ve bağışıklık sistemini güçlendirmek gibi her türlü iyileşmesini desteklediği öne sürülmektedir.
Probiyotik bakteri kapsüllerini sağlıklı insanlar kullanırsa sağlıkları bozulabilir. Hafif bir ishal vea kabızın kısa süren bir kabızlığın giderilmesinde veya bir kaç gün sürmüş hafif bir sindirim rahatsızlığında en çok 1 hafta kadar probiyotik kullanmak ve sonra terk etmek belki makul karşılanabilir.
● Kaos başlıyor:
Kafa karıştırıp bulanık bir ortam hazırlamak satışı kolaylaştırır. Yeni kavramlar üretildi. Probyotik kelimesindeki “o” harfini değiştirip yeni isimler türetildi. Prebiyotik terimi böyle ortaya çıktı. Aslında pro- ön eki ile pre- ön eki sinonim (eş anlamlı kelime) olup, birbirleri ile tamamen aynı şeyi ifade ederler Prebiyotik, dostları besleyen maddelere verilen isim, postbiyotik bağırsakta ortaya çıkan maddelere verilen isim olarak önümüze sürüldü. Psotbiyotik olarak halka satılan ürünlerin içerisinde de probiyotik bakterilerin bulunduğunu etiketinden anlamak mümkündür. Piyasadaki postbiyotikler ile prebiyotikler aynı içeriğe sahip olduğuna göre neden bu isimler ayrıldı diye mantıklı sorular sormaya gerek duymuyoruz. Çünkü cevap çok belli. Aslında farklı olan bir şey yok. Bulanık ortam yaratarak satışların artırılması için terminolojik bir kaos oluşturulmuş olmalıdır. Para, pirim, sükse, daha çok tıklanmak ve prestij elde etmek amacı ile sağlık çalışanlarının da bu pazara çekildiğini görmezden gelemeyiz. Bulanıklığı artırmak için yakında aynı kelimenin başka sinonimleri üretilip önümüze sürülebilir. Böylece daha çok satış yapılabilecek yeni pazarlar oluşturulabilir. Mesela protobiyotik, perbiyotik, parabiyotik, ortobiyotik, normobiyotik, halitobiyotik veya pribiyotik gibi anlamsız terimlere hazırlıklı olmak gerekir. Gelecekte böyle isimler duyarsak şaşırmamak gerekir.
● Probiyotik senaryosunun bilim desteği nedir?
International Scientific Association for Probiotics and Prebiotics (ISAPP), isimli bir kurum vardır. Muhtemelen dünyadaki probiyotik savunucularının da üzerinde bir kurum olsa gerek. Prebiyotikleri şöyle tanımlar: Fruktan ((fructooligosaccharide (FOS) ve inulin) ile galaktan galactooligosaccharide (GOS)) isimli maddeler Lactobacillus ve/ya Bifidobacterium türü bakterilerin zenginleştirilmelerine yardımcı olur. Bu iki bakteriyi zengileştirme etkisine sahip olan FOS ve GOS maddelerine prebiyotik adı verilir. (Glenn R. 2017)
Yani bilim kaynaklarına göre probiyotiklere katkı sağlayan her madde prebiyotik adını almıyor sadece bu iki tane kimyasal maddeye prebiyotik ismi veriliyormuş.
Aynı kaynakta yazdığına göre FOS ve GOS maddeleri verince Faecalibacterium prausnitzii ve Anaerostipes bakterilerinin kontrolsuz olarak çoğalabildikleri görülmüş ve bağırsakta bütirat açığa çıktığı tespit edilmiştir. Butirat eğer bireye zarar verirse bu FOS ve GOS maddeleri prebiyotik adını almaz denilmiştir.
Şimdi bir dakika burada durunuz.!
Yani probiyotik uzmanları diyor ki ben bir madde tanımlıyorum, iyiyse bana kötüyse sana diyor. Yani iyi gelirse prebiyotiktir, kötü gelirse değildir diyor. Bu kaypak, tutarsız, uçuk, zayıf bilim içeren tuhaf bir yaklaşımdır. Yayınladıkları 14 sayfalık uzman-konsensus probiyotik raporunu değersizleştirir. Aslında böyle bir tutarsızlığı görünce belgenin bilimden uzak olduğunu anlayınca ben genellikle okumaya devam etmem. O raporun gerisini okumayıp bırakmam gerekirdi. Fakat tahammül ederek, probiyotiğin en üst otoriteleri tarafından kaleme alınan bu belgeyi okumaya devam ettim. Uzmanların konsensusunun devamında şu tanımı gördüm: eğer 3 gr’dan az alınıyorsa bu madde prebiyotik değildir diyor. Doza indeksli hayret verici bu yaklaşım etyolojik, mekanistik değildir, bilimsel değildir. Raporun diğer kısımlarına göz attım ancak bu makaleme alıntı yapılabilecek değerde bir şeyler göremedim.
Literatürü karıştırmaya devam edelim:
Prebiyotiklerin depresyon ve anksiyete üzerine hiç bir etkisi bulunmadığı görülmüştür. Probiyotiklerin ise depresyon üzerine (d = −.24, p < .01) ve anksiyete üzerine (d = −.10, p =.03) fevkalade zayıf etkisi vardır (Liu RT, 2019)
Literatürde probiyotikleri bilim esaslı doğrulayan makale ararken tam istediğim bilim makalesini bulduğuma sevinerek şunu okudum: Bağırsak lümeninde mukozanın hemen altında lamina propria’da yer alan dentritik hücrelerden bahsediyordu. Bu hücreler bakteriler ile ilk temas eden hücrelerdir. Heme oxygenase-1 (HO-1) enziminin Lactobacillus rhamnosus isimli bakteri tarafından mezenterik limf nodlarında uyarıldığını böylece GALT (gut associated lymphoid tissue) adı verilen savunma sisteminin harekete geçtiğini Bu sebeple L. rhamnosus bakterisinin olumlu etkisini öne sürüyordu. Bu bakteri Peyer plaklarında Foxp3 geni taşıyan CD4+ limfositlerinin sayılarını 9 gün boyunca 15.9±0.2×104 ten 213±4×104‘e artırıyormuş, fakat CD4+CD25+ limfosit popülasyonu artmıyormuş. Kontrol grubundaki L. salivarius bakterisinde bu olaylar gerçekleşmiyormuş.(Karimi K, 2012) Halbuki kontrol olarak kullanılan L. salivarius çok iyi bilinen ve pazarlanan bir probiyotik bakteridir. (Burton JP, 2006) (Klerk N, 2016) Burada yazdıklarımı anlayanlarınız anlamıştır, okuyucuya bu dar alanda immünoloji bilimi anlatamam fakat bu olayların değerli olmadığını söyleyeyim. Özgün de değildir. Örneğin bu etkiyi uyandıran sayısız kimyasal madde bulunabilir. Vardır da. Makaleyi incelediğimde gördüm ki: Makale kanadalı bir firma tarafından para verilerek desteklenmiş. Kehanete gerek yok. Söz konusu belgenin yazarı probiyotik satıcısıymış. Ayrıca bu çalışmada kontrol grubu bulunmamaktadır. İşte literatür böyle boş yayınlarla doludur. Literatürden 34 makale daha inceledim. Buraya tek-tek yansıtmayacağım. Bir kısmında kontrol grubu yok, bir kısmında randomizasyon yok, bir kısmı probiyotik satıcıları tarafından ücretli yazdırılmış, diğerleri masa başında yazılan retrospektif istatistik yayınlarıydı. Bu makaleme dahil etmeye değecek kadar değerli bilgiye rastlamadım.
● Probiyotik bakterilerin etkisi ne kadar sürer?
Sağlıklı gönüllülere 2 Lactobacilli, 2 Bifidobacteria ve 1 Streptococcus’tan oluşan çok suşlu bir probiyotik verildiğinde, Bifidobacterium longum 15 günden daha uzun süre dayanırken, diğer suşlar alımın kesilmesinden sonra sadece 3-6 gün bağırsakta kalabilmiştir.. (Tremblay A, 2023) Bir başka çalışmada Lacticaseibacillus rhamnosus 10 gün kalmayı başarmıştır (Mahalak KK, 2022) En uzun kalabilen Bifidobacterium longum’dur en çok 6 ay kalabilmiştir (Gómez MMX, 2016)
Bir çalışmada erken doğan bebeklere Bifidobacterium breve, Lactobacillus rhamnosus (HA-111), Bifidobacterium bifidum, Bifidobacterium longum subsp. infantis, and Bifidobacterium longum subsp. longum (HA-135) isimli probiyotik bakteriler uygulanmış ve bebekler 5 ay takip edilmiştir. 5 ay sonunda sadece Bifidobakteriler bağırsakta kalabilmiştir. Bu kadar uzun kalabilmesinin sebebi bebeklerin anne sütü emiyor olmaları olabilir. (Yousuf EI,2020)
Bağırsak Th17 limfositler bakımından zengindir. İritabl kolon sendromumunun patogenezinde rol alan IL-6, TNF-α, IL-22 IL-23 salınnımını sağlamaktadır.
Probiyotik uygulması bağırsaklardaki bakteri florasını etkilemeyip dolaşımdaki ve bağırsaktaki Th17 limfositlerinin sitokin (IL-6, IL-10, tnf) üretimini azaltmış ve lipopolisakkaritlere verdiği cevabı sınırlamıştır. Böylece bağırsağın otoimmün hastalıklarında probiyotiklerin kullanılabileceğini düşündürür. Bu çalışmada probiyot kullanımı sonlandırıldıktan 4 hafta sonra hiç bir etkisi kalmamıştır (Singh A, 2018)
● Probiyotik zarar verir mi?
Bakteri kapsülleri yutulduğunda sadece bağırsakta kaldığı zannediliyor. Oysaki durum böyle değildir. Bir miktar bakteri kana geçer. Bakteriyemi yapar. (Chen L, 2019) Ayrıca kontrolünü kaybederek çoğalan probiyotik bakterilerden sızan toksinler kana geçerek septisemi de yapabilmektedir. (Doron S, 2015) Probiyotiklerin zihin bulanıklığı yaptığı gösterilmiştir. (Rao SSC,2018)
● Sonuç:
Sayısız hasta, iyileşmek için veya mevcut sağlığını artırmak için veya daha iyi hissetmek için veya hasta olmamak için bu ürünlere avuç dolusu para ödemektedir. Hiç kimse kalıcı olarak iyileşmemektedir. Kısaca özetlemek gerekirse:
Probiyotikler kalıcı olarak hiç bir hastalığı tedavi etmedikleri sebebi ile sadece faydasız değil aynı zamanda bakteriyemi ve septisemi yapabildiği sebebi ile zararlı da olabilmektedir. Avrupa Komisyonu ürün ambalajlarında “probiyotik” sözcüğünün kullanılmasını yasaklamış olup gerekçesi bunların sağlığa söz konusu etkisi olduğunu gösteren hiçbir bilimsel kanıt olmaması ve tüketicileri yanıltmakta olduğudur.
Bu yazı halkı bilgilendirmek, beklentilerini azaltmak, umutlarından faydalanılmasına engel olmak amacı ile hazırlanmıştır.
Kaynaklar:
Kim YS, Choi SC. The Long and Winding Road to the Best Clinical Research and Personalized Therapy With Probiotics: Do Not Forget Host Physiology. J Neurogastroenterol Motil. 2023 Apr 30;29(2):129-131. doi: 10.5056/jnm23034.
Gómez MMX, Martínez I, Bottacini F, O’Callaghan A, Ventura M, van Sinderen D, Hillmann B, Vangay P, Knights D, Hutkins RW, Walter J. Stable Engraftment of Bifidobacterium longum AH1206 in the Human Gut Depends on Individualized Features of the Resident Microbiome. Cell Host Microbe. 2016 Oct 12;20(4):515-526. doi: 10.1016/j.chom.2016.09.001.
Yousuf EI, Carvalho M, Dizzell SE, Kim S, Gunn E, Twiss J, Giglia L, Stuart C, Hutton EK, Morrison KM, Stearns JC. Persistence of Suspected Probiotic Organisms in Preterm Infant Gut Microbiota Weeks After Probiotic Supplementation in the NICU. Front Microbiol. 2020 Sep 25;11:574137. doi: 10.3389/fmicb.2020.574137.
Suez J, Zmora N, Zilberman-Schapira G, Mor U, et al. Post- Antibiotic Gut Mucosal Microbiome Reconstitution Is Impaired by Probiotics and Improved by Autologous FMT. Cell. 2018 Sep 6;174(6):1406-1423.e16. doi: 10.1016/j.cell.2018.08.047. PMID: 30193113.
https://consensus.app/search/do-probiotics-persist-in-the-gut-after-consumption/Q6rec4chT6iysCJOs8OTLg/
Mahalak KK, Firrman J, Bobokalonov J, Narrowe AB, Bittinger K, Daniel S, Tanes C, Mattei LM, Zeng WB, Soares JW, Kobori M, Lemons JMS, Tomasula PM, Liu L. Persistence of the Probiotic Lacticaseibacillus rhamnosus Strain GG (LGG) in an In Vitro Model of the Gut Microbiome. Int J Mol Sci. 2022 Oct 26;23 (21):12973. doi: 10.3390/ijms232112973.
Rao SSC, Rehman A, Yu S, Andino NM. Brain fogginess, gas and bloating: A link between SIBO, probiotics and metabolic acidosis. Clin. Transl. Gastroenterol.2018, 9, 162.
Chen L, Li H, Li J, Chen Y, Yang Y. Lactobacillus rhamnosus GG treatment improves intestinal permeability and modulates microbiota dysbiosis in an experimental model of sepsis. Int. J. Mol. Med. 2019, 43, 1139–1148.
Doron S, Snydman DR. Risk and safety of probiotics. Clin. Infect. Dis. 2015, 60 (Suppl. 2), S129–S134.
Singh A, Sarangi AN, Goel A, Srivastava R, Bhargava R, Gaur P, Aggarwal A, Aggarwal R. Effect of administration of a probiotic preparation on gut microbiota and immune response in healthy women in India: an open-label, single-arm pilot study. BMC Gastroenterol. 2018 Jun 15;18(1):85. doi: 10.1186/s12876-018-0819-6.
Tremblay A, Auger J, Alyousif Z, et al. Total transit time and probiotic persistence in healthy adults: a pilot study. J Neurogastroenterol Motil 2023;29:218-228