Öyle inanıyorum ki bireyin ağzında çok sayıda gereksiz işlem yapılıyor.
Ağızda yapılan bu gereksiz işlemlerden bazıları zararlı ve geri dönüşü de yok. Mesela basit bir çapraşıklık için genç bireyi ortodontiye yollamak ve dişlerin doğallığını korumak yerine lamineyt yapmak moda oldu. Bütün lamineytler yeteri kadar beklenirse kuron olur. Ancak pırıl pırıl dişlere kıyılıyor.
Ben buna bozuluyor ve içerliyorken şimdilerde endodontiyle kurtulacak dişler çekilip implant yapılmaya başlandı. Akut pulpit bireyin diş çekimine ikna edilmesi en kolay olan dönemdir. Ağrısı şiddetli olan hastaya sunacağınız teklifler genellikle kabul edilir. Çünkü hasta bu ağrıdan kurtulmak için herşeyini vermeye büyük paralar ödemeye hazırdır. Bir çok ağrılı diş göz görerek çekiliyor implant uğruna.
Öyle şüpheleniyorum ki: Günümüzde, ülkemizde, gerektiği için yapılan işlem sayısı, gereksiz yapılanların yarısından bile az olabilir.
Bunun 3 sebebi var.
Birincisi diş hekimi az, eksik ve hatta yanlış eğitiliyor. Haklı olarak mezun olduktan sonra mesleğin hekimlik kısmı ile ilgilenmek istemez oluyor. Günü kurtaran anlık çözümler, fast-food zaferler peşinde olmak zorunda kalıyor. Sükse, para, prestij peşinde koşuyor.
İkincisi diş tedavisi yaptırmak isteyen bireylerin (hasta demedim, onlarda bir hastalık yoktur ve onlar hasta değildir) işporta talepleri oluyor. Halk mesleki derinlik sahibi olmak zorunda değildir. Çapraşıklığının 1 günde giderilmesini talep edebilir. Halkın içinden gelen bu basit teklifler yadırganamaz ve bu bireyler suçlanamaz. Fakat biz hekimler onlara doğru olan çözümleri anlatmalı bireyi doğruya yönlendirmeliyiz.
Üçüncüsü sistemin kendisi bu yönde bir eğilim yaratıyor. Diş hekimliği malzemeleri %100 den fazla kar ile satılabiliyor. Çünkü diş hekimleri yetersiz eğitildikleri için ne satın aldıklarını bilmiyorlar. Satıcıların söylediklerine inanmak zorunda kalıyorlar. Biyofizik dersinde otoklavı öğretmeyince diş hekimi satıcının söylediği prion programını üstünlük zannedip kendisine işaret edilen otoklavı satın alıyor. Mikrobiyoloji dersinde dezenfektanların içerik ve isimlerini öğretmeyince satıcının söylediği ithal ve gereksiz pahalı ürünleri satın alıyor. Diş hekiminin gideri yükselince ödediği parasını geri kazanmak istiyor ve para peşinde olmak zorunda bırakılıyor.
Biz diş hekimlerinin yukarıda saydığım hastalıklarının tedavisi fakültelerimizdeki eğitimin, pratiğe dönük ve yeterli derinlikte uygulanması ile başlar. Reçetesi budur.
Herkes üstüne alınsın lütfen.