Naylon veya petrol esaslı sayısız bileşeni olan kumaşlar üretilmektedir ve tekstil piyasamızda bolca satılmaktadır. Bunların bir kısmı alerjiktir, bir kısmı ise mikrop tutar. Pamuklu kumaşlar ise diğer kumaş çeşitlerine göre, kolayca mikrop tutmaz ve daha az mikrop artışına sebep olur.
Yapılan bir incelemede 1 saat spor yaptırılan 26 tane sağlıklı bireyin tişörtleri mikrobiyolojik olarak incelenmiştir. Kırmızı hücreler bakteri sayısını en fazla artıran viscose kumaşı ve sayısı en fazla artan Staphylococcus epidermitis, Corynebacterium jeikeum ve Micrococcus luteus isimli bakteriler olduğunu göstermektedir.
Ağızdaki salya debisi dakikada 0.5 ml den az ise ağız kuruluğu kabul edilir. Parasempatik sinir aktivasyonundaki azalma, bezin atrofisi, ağzın açık kalması ve bazı hastalık ve ilaçlar buna sebep olur. Tedavisi su içmek değildir, çok su içmek idrar yapar salya yapmaz.
Ağız kuruluğunun mekanizması
Ağız kuruluğu toplumda rastlanma sıklığı hem bölgesel değişiklikler gösterir hem de toplumun beslenme alışkanlıkları ve genel sağlığına indekslidir. En sık rastlanan sebepleri aşağıda sıralanmıştır. Yutkunma zorluğu, sindirim eksikliği, ağız kokusu, farinjit, fonasyon bozukluğu gibi sonuçları vardır.
Parasempatik aktivasyon
Nervus vagus, kafa tabanından çıkar, ince bağırsağın bitip kalın bağırsağın başladığı apandisit adı verilen bölgeye (Processsus vermiformis’e) kadar bütün bağırsağı inerve eder, ayni zamanda glossopharyngeal pleksustan parotis ve dil altı salya bezlerine iplikler taşır. Salyanın tetiklenmesinden sorumludur. Bu sinirin parasempatik uyarımları salya bezinde salya salgılanmasını sağlar. Bu kural bütün vücut salgıları için geçerlidir. Parasempatik sinir iplikleri uyarılınca organda salgı artışı olur. ter, göz yaşı, salya ve solunum salgıları bu şekilde salınır. Sinir lifinin parasempatik uyarısı durduğunda organdaki salgı durur. Örneğin burun salgısı kaybolur ve burun kurur, göz yaşı kuruyabilir veya salya kuruyabilir. Eğer organa giden sinir lifi parasempatik uyarıyı yeniden kazanırsa organda salgı yeniden normale döner. Bu tür ağız kuruluğu hyposalivaton (salyanın azalması) dır.
Çocuklarda diş çıkarma sırasında göz yaşarması ve salya artışı görülmesinin sebebi çıkmakta olan dişin deldiği diş etinden etrafa yayılan histamin isimli maddenin gözyaşı ve tükrük ebzlerine giden parasempatik sinir liflerini uyarmasıdır. Bu sebeple otonom sinir sisteminin parasempatik parçasının aktive edilmesi, dürtüklenmesi, uyanık tutulması, stimüle edilmesi salyayı artırır ve/ya salyanın artmasına katkı sağlar.
Eğer sindirim kanalının bir ucunu, köşesini, veya herhangi bir parçasını besin maddeleri ile meşgul edersek, uyarmış oluruz, böylece N. vagus’un geçtiği yol üzerinde uyarı elde eder veya salgı için gerekli uyarıyı elde etmiş oluruz. Bu durum sindirim kanalı dolu ve meşgul ise/iken salyanın artmasına sebep olur. Bu sebeple ağız kuruluğu şikayet olanlara sindirim kanalını meşgul edecek, kolay sindirilmeyecek, saatlerce sindirim kanalında kalacak besinler önerilebilir.
Gece dolu mide ile uyuyanların yastığına salya akmasının sebebi de budur.
Diş çıkarma sırasında salya artmasının
Kabız bireylerin aşırı ve kolay terlemesinin
Sindirim kanalı dolu iken diş gıcırdatmanın
Bez atrofisi
Partois dahil diğer büyük tükrük bezleri, ve hatta submuköz bezler yaş ile birlikte giderek küçülür. Alkol ve sigaranın bez atrofisine katkısı olabilir. Ayrıca kötü ağız hijyeni tükrük bezi atrofisini hızlandırır.
Kullanılan ilaçlar
Antihistaminik başta olmak üzere bir çok ilaç tükrük salgısını ya otonom sinir sistemi seviyesinde veya bez parankiminde reseptör seviyesinde bloke edebilir. Antihipertansifler, antitussif, antidiyaretik, antiasmatik ilaçlar, bronkospazm yapıcılar, antikolinerjik ilaçlar kuvvetli biçimde salya kısıtlaması yapabilir.
Sistemik hastalıklar
Diyabet ve Sjögren sendromu başta olmak üzere bir çok otoimmün hastalık salya bezlerinin faaliyetlerini azaltır.
Ağzın açık kalması
Bazı insanlarda istirahat konumunda dudaklar ağzı ve dişleri kapatmaz. Eğer böyle bir durum varsa aralık kalan dudaklar arasından geçen hava ağzın ve boğazın kurumasına sebep olacaktır. Dikkat ediniz: bu durumda salya eksik değildir, salya üretimi sınırlı değildir, sadece üretilen salya dışarı akmakta veya kuruduğu için ağızda kuruluk meydana gelmektedir. Bu türlü ağız kuruluğuna xerostomia denir. Bu bir hyposalivaton değildir.
Ağız kuruluğunun teşhisi
Bireyin ağzım kuruyor, dilim damağıma yapışıyor demesi en belirgin şikayettir. Bireyin eline bir kap verilir ve 1 dakika boyunca sürekli tükürmesi söylenir. Elde edilen salyanın hacmi ölçülür. Salya 0.5 ml/dk debisinin altına düştüğünde ilk kuruyan damak kubbesinin en derin yeridir. Bu sebeple bireyin kafasını geriye yatırıp damak kubbesinin derin noktasına göz ile bakıldığında bu bölgenin kuru olduğu görülür. Bu amaç ile üretilmiş salya kalınlığını ölçen elektronik aletler de piyasada bulunmaktadır ancak bunlara ihtiyacımız olduğu kesin değildir. Bireyin tam kan tablosu istenir. Kan tablosunda iyonlar, ALT, AST, LDH, RF, ASO ve hemogram değerlendirilip normal dışına çıkan bir değer varsa ilgili hekim ile temas edilir. Ancak kan tablosundaki değişimler olası bir sistemik hastalık düşündürür. Dudak veya yanak içinden biyopsi yapılarak Sjögren sendromu bakımından patoloji laboratuarında incelenmesi gerekir.
Ağız kuruluğunun tedavisi
Maalesef etkin ve başarılı bir tedavisi yoktur. Yapılan hiç bir tedavi yeterince tatmin edici ve kalıcı değildir. Bu sebeple ancak rahatlatıcı önlemler alınabilmektedir. Uzun uyku dingin (koşturmasız) bir hayat tarzı gereklidir. Bu durum parasempatik aktivasyonu sağlayabilir veya destekleyebilir. Hijyen sağlanmalıdır. Vitamin mineral desteği zararlı değildir. Kardiyolog izin verirse parasempatomimetik ilaçlar verilebilir. Bu ilaçlar kalbi yavaşlatıp tansiyonu düşürdüğü için aile hekiminin bilgisi dahilinde kullanılmalıdır. Acılı, biberli, turşu, limon, baharatlı beslenme tercih edilmelidir. Bu tatlar salyayı artırır. Posalı beslenmelidir. Laktpperoksidaz ve müsin içeren suni salya gibi davranan bazı sprey ve gargaralar bulunmaktadır. Bunlar kullanıldığı saatler için hafif bir rahatlama sağlar. İstirahat konumunda dudakların kapalı kalması sağlanmalıdır. Gerekirse burun pasajında varsa tıkanıklık veya darlık giderilmeli, burun pasajından hava trafiği artırılmalıdır. Bu durumda ağız içindeki hava trafiği kaybolur.