BEYİN GÖÇÜ PROPAGANDASI YAPMAK

Beyin göçü

Ekonomisi geliştiği için midir nedir, batılı ülkeler gelişmekte olan ülkelerdeki kalifiye elemanları, yetişmiş beyinleri, okumuş insanları, gelecek vaad eden meslek grubundan insanları kendi ülkesine çeker ve kullanır. Buna beyin göçü diyoruz. Zayıf ülkenin koşulları zayıfladıkça aç kalan yetişmiş insanlar ülkelerinden kaçmaya başlar. Medeniyet, teknoloji, para, adalet, insan hakları ve sosyal gelişmişlik onları haklı olarak cezbeder. Ülkelerini terk edip yurt dışına çıkarlar.

Günümüzde Türkiye’de yaşanmakta olan budur. Doktorlar başta olmak üzere bir çok yetişmiş insan batı tarafından davet edilmektedir. Batılı ülkeler Türk hekimlerinin ülkesini terk etmesini kolaylaştırmak amacı ile propagandalar yapmaktadır. Sizin ülkenizde bir şeyler yolunda gitmiyor ama Amerika’ya gelirseniz size rahat imkanlar sağlarız mesajı verecek toplantılar, seminerler, açık oturumlar ve gogıl reklamları görmeye başladık. hemen her hekim internete girer girmez yurt dışında iş imkanı başlıklı reklamlar görmüştür. hekimler ve okumuş beyinler elimizden alınmakta adeta ülkemizin beyni boşaltılmaktadır.

Batılı ülkeler bunu kasıtlı ve isteyerek programlı ve sistematik şekilde yapar. İran’dan nükleer fizikçileri ve mühendisleri yüksek ücret teklifleri ile çekip almaya çalışması ülkenin bu alanda zayıflaması içindir. Ancak bu gün bizim ülkemizden doktorları planlı şekilde aldığını zannetmiyorum. Hazır yetişmiş olgunlaşmış elmalar dalında çürümesin yere dökülmesin diye doktorlarımızı elma toplar gibi alıp götürüyorlar. Çünkü ülkemizde hekimler ağır şartlar altında düşük ücrete çalışmaktadır. Üstelik darp hatta cinayete kurban gitmektedir. Darp edenler ertesi gün serbest kalmaktadır.

Doktor başta olmak üzere yetişmiş beyinlerin kaçırılmasına seyirci kalmak bile mümkün değilken bazı hekimler ve kurumlar, yurt dışına doktor çıkarılmasını artıracak şekilde konuşmalar yapmaktadır. Yurt dışında doktor götüren kuruluşlara ve bu yönde yapılan reklamlara sponsor olmaktadır. Bir Türk doktor veya profesör veya bir Türk hoca instagramda veya gogıl reklamlarında yurt dışına nasıl çıkılacağını anlatıyorsa, denklik şartlarını açıklıyorsa, örnekler vererek ballandıra ballandıra ücretlendirmeyi anlatıyorsa, yurt dışına gidişi cesaretlendiriyorsa, teşvik ediyor ve özendiriyorsa bunu, cehalet ile ihanet arasında bir yere koymak gerekir. Bilerek yapıyorsa ekmek yediği vatanına ihanet, bilmeden iyi bir şey yaptığını zannederek yapıyorsa cehalet olarak değerlendiriyorum. İnşallah cehaletinden yapıyordur.

Arabamı yanlış park ettim

Arabamı yanlış park ettim

Yıl bilmem kaç.
47 numaralı dişimde eski bir dolgum spontan pulsatif gece ağrılarına başladı. Füsyonlu tek kök. Geniş ve 8 kesitli tek kanalı var. Kolay bir kanal tedavisi yapılacak. Hangi arkadaşıma gitsem sağ olsun beni kırmaz. Tedavi eder. Komşum MD’ya gittim. İnceledi, dinledi. Ben çok iyi kanal tedavisi yaparım dedi. Bana aletlerini göstermeye başladı. M bey ben diş hekimiyim, şurda sizin komşunuzum. Bunlardan bende de var. Bu aletleri tanıyır, biliyor hep kullanıyoruz zaten? dedim. Olsun ben bunu Amerika’dan getirttim dedi. Şu anda anımsamadığım ilgisiz bir alet gösterdi bana ve cihazları anlatmaya devam etti. Amerikan standartlarıyla çalışıyorum dedi. Arabayı yanlış park ettiğim için müsaade istedim. Koltuktan kalktım. Halbuki kendi muayenehanemden O’nun muayenehanesine yürüyerek gelmiştim.

Uzmanlığı olan bir başka meslektaşım kanal tedavisinde dönerli alet kullandığını ve kanalın en temizlenmiş olduğunu düşündüğümüz zaman bile rotary alet kullanıldığında kanalın içinde “böyle et parçaları çıkıyor” dedi. (Baş ve işaret patmaklarını birleştirerek ince bir objeyi tutarmış gibi yaptı)
Pulpaya et parçası deyince arabamı yanlış park ettiğimi hatırladığımı söyleyip kalktım koltuktan.

Bir başkası kanal tedavisi yapacağım sen hiç korkma ağrımayacak güzelce doldurup dycle ile kapatırız 2 gün bekleriz dedi. Kanal tedavili dişe dycle koulmaz ki ??! Arabamı yanlış park ettim bana 5 dakika müsaade et, aklım arabada kalmasın diyerek kalktım koltuktan.

Sonra diğer bir arkadaşıma gittim. Severek yaparım dedi. Kaviteyi açmaya başladı ama airotorun suyu yoktu?? Abicim şunun suyunu aç istersen yakmayalım dedim. Yok yok böyle kalsın daha iyi, ağzın şimdi bir sürü su ile dolacak, gerek yok dedi. Arabamı yanlış park ettiğim bahanesi ile ordan kalktım. Bir daha gitmedim. Sonra bir başka arkadaşımı aradım. Severek yapacağını söyledi. Ancak vakti olmadığını söyledi. Diğeri de öyle. Sonra sevgili meslektaşım çekti o dişimi. Şimdiki aklım olsa çektirmezdim. Ne düşünerek çekime razı olduğumu hatırlamıyorum. Heralde kuron kırılmış olabilir. Sonraki yıllarda 3 değerli meslektaşımı keşfettim ve başka dişlerime dolgular yaptılar sağ olsunlar. Burdan onlara el sallıyorum. Daha fazla sayıda sayısız değerli meslektaşımın Adana’da bulunduğunu biliyorum. Benzer olaylar yaşayarak mecbur kaldığım için yakın yıllarda 35 numaralı dişime lokorejyonal anestezi yaparak DO amalgam dolgu koymuştum.

Son günlerde ise 36 MOD amalgam dolgumu kendim değiştirdim.