Koskoca hastahaneler, akademik kariyeri olan doktorlar ve ara sokaklardaki berberler, insanlara şifa vaad ederek vücutlarına kan emen solucan yapıştırıyorlar.
Bu işte bir tuhaflık var.
İşin aslını inceleyelim kapsamlı bir şekilde hacamat ve sülük uygulamasını masaya yatıralım:
Ortaçağ ve daha eskilerde kötü ruhların ve şeytanların insan vücudundan uzaklaştırılmasını hedefleyen baız uygulamalar vardı. Bunlardan bir tanesi insanı keserek kanını akıtmaktıu. Bu sebeple sayısız insan öldü ama şeytanın çıkarılması gerekiyordu ve insanları kanatmaya devam ettielr.İnfeksiyon gelişmesi veya hipovolemik şoka girmek hafif komplikasyonlardı. Sayısız insan öldü. ancak kötü ruhlarla mücadele bitmedi.
Kötü ruhları ve şaytanları uzaklaştırmak amacı ile insanları ateşte yakmaya başladılar. üstelik bunu din adına kilise eliyle yapıyorlardı. Kişinin içinde şeytan olduğunu söyleyip cadı ilan ediyorlar ve meydanda kurulan bir ateşin içine atıyorlardı.
Şimdi yeniden eskiye dönelim tıp tarihine bakmaya devam edelim:
İran’dan başlayan bir akım cam parçaları veya daha sonra metal keskin bıçaklarla insanların şifa bulması amaıcna yönelik olarak kanatmaya devam ettler. Hacamat bu şekilde tarihte yerini aldı. Hacamatçı şifacılar para kazanıyorlardı.ş Yeni bir sektör gelişti.
Bu gün benzer bir sektör vardır. Özel hastahaneler hatta devlet kurumlarında bile alternatif tıp başlığında hacamat uygulanmaktadır. Yani OrtaÇağdan bu güne değişen pek bir şey olmamış görünmektedir. Bilimsel açıklama sorulduğu zaman hacamat ile dokuya uygulanan tembih, stimülasyon veya mekanik uyarı sebebi ile dokunun kanlanması artar ve doku iyileşir şeklinde zayıf bir bilim savunması görüyoruz. Eğer keserek stimüle ediyorsak kanamayı, infeksiyonu zedelenen dokuyu ne yapacağız ? Ayrıca bu stimülasyonu cildi fırçalayarak bile elde etmek duruken neden insanları kesiyoruz ??
İlerleyen yıllarda kanın rengi ve kanamanın bolluğu ve ziyaretçi veya hasta refakatçılarının kandan ve kanamadan olumsuz etkilenmesi tiksinmesi, ürpermesi, çekinmesi, tedirgin olması sebebi ile hacamattan çekinme dönemi başladı.
Bu durumda sektörden para kazananlar yeni bir icat yaparak kanamayı yapan ve emdiği kanı dışardaki izleyicilere göstermeyen bir solucanı keşfettiler. Bu solucan (sülük) kanama yapıyor kanatıyor kanı dışarı alıyor ama karnında biriktirdiği için dışardan görünmüyordu. İşte tam aranılan şeyi bulmuşlardı.
Amerika başkanı hacamat sebebi ile öldü
Amerika’nın kurucusu George Washington, hacamat sebebiyle öldü. Hacamata olan ilgi tamamen kayboldu. Evet yanlış okumadınız. George Washington, gripal infeksiyon ve boğaz ağrısı sebebiyle hacamat yaptırdı ve öldü. Doktoru Dr. Craik’in, Washington’un 12-12-1799 da ölüm nedeninin çok fazla kan alınması olabileceğini açıklamıştır.(Weinberg F.1994) (Chernow 2010)
İngiltere kralı prens II.inci Charles hacamat sebebi ile öldü
54 yaşında iken hacamat kanamasından 1685 yılında öldü. (Parapia LA, 2008) (Roberts J, 2015)
Kan emen solucanların taksonomisi
Sülük denilen kurt benzeri solucanlar, Clitellata sınıfının, Hirudinidae familyasının Hirudo genusuna aittir. Kahverengimsidir ve 20 cm ye kadar uzayabilir. Bu genusta yer alan H. verbana veya H. medicinalis Tekirdağ’ın Mürefte kasabasında üretilmektedir.
Hem erkek hem dişi gametler içeren yaklaşık 60-100 tane dişleri bulunan kan emebilen hayvanlardır. Dokuyu bu dişlerle keserler 3 tane çenesi olduğu için ısırdığı yerde Y harfi şeklinde yara bırakırlar. 5-15 ml kan emebilir. Üretildiği ortamda ne kadar bol kurbağa varsa o suda yaşayan sülüklerin daha iyi olduğuna inanılmaktadır. Yosun ve alglarin bol olması da sülük ticareti yapanlar tarafından tercih edilmiştir. Sülük yetiştirilen suda ne kadar yosun varsa sülük o kadar tercih sebebi olmuştur. (Ibn-Sina, 1593) Bunlardan öyle anlıyoruz ki, herhalde en tercih edilen sülük kurbağa ve yosunlu sularda yetişendir.
Kan emen solucanların Uygulandığı yerler
Kan dolaşımının artmasının arzu edildiği her dokuya ya hacamat veya sülük uygulanmış. Örneğin kesilen organın yerine dikildiği durumlar, postoperatif iyileşme sırasında kan akımının artması arzu edilen plastik cerrahi yaraları, süperfisyal variköz venlerin drenajı, kan pıhtılarının ortadan kaldırılması amacı ile şifacılar tarafından kullanılmıştır. Heparinik etkisi sebebi ile hekimler tarafından kas krampları, tromboflebit, osteoartrit için kullanılmıştır. (Frodel JL, 2004) FDA tarafından 2004 te tıbbi cihaz kategorisine alınmıştır.
(Bu yazının başlığında yer alan sülük fotoğrafı Hackenberger PN, 2019 ‘dan alınmıştır.)
Kan emen solucanların verdiği zararlar
1. Alerji ve anafilaksi:
Sülük salyasından kana sayısız protein geeçr . Bunların neler olabileceği önceden kestirilemez ve herhangi birisi anafilaksi dahil alerjik reaksiyonlara sebep olabilir.
2. İnfeksiyon:
Sülük ile büyük bir sıklıkla Aeromonas genusundan bakteriler bulaşmaktadır. A. hydrophila, A. veronii, Proteus vulgaris, Morganella morganii olarak tespit edilmiştir. bunlar bağırsak bakterileridir. Sülükten bulaşan diğer mikroplar Aeromonas (57.1%), Enterococcus (42.9%), Proteus Vulgaris (42.9%) Morganella morganii (28.6%), Corynebacterium (14.3%), Candida parapsilosis (14.3%) tir. (Kruer RM, 2015)
3. Vücudun içine kaçabilir:
Sülük hareket edebilir. Akciğer burun kulak veya her türlü vücut oyuntusundan içeri girebilir. Ve orda kan emmeye devam eder.
4. kanamalar yapabilir:
Sülüğün yaptığı kanama bilinen kanama durdurucular ile engellenemez.


Sonuç:
Hacamat adı verilen damarı kanatarak veya solucanlara kan emdirerek sözüm ona şifa dağıtma yöntemi kötü ruhlar ve cadı yakma geçmişinin üzerine inşa edilmiştir. Bunlar tam bir orta çağ uygulaması olup, tıbbın geriye gidişinden ibarettir. Bu uygulamalar artık modern tıp tarafından çok özel birkaç tıbbi durum dışında herkes için terk edilmiştir. (Rosie M, 2001) Örneğin eritrosit sayısının hızla azaltılması gereken hemochromatosis, polycythemia vera, porphyria cutanea tarda durumlarında hekim kontrolunda kan alınabilir. Bunun ismi hacamat değildir. Phlebotomy adı verilir.
Kan akıtmanın sahte bilim olduğu gösterilmiştir. (Chen PD,2011) (Lone AH, 2011) Halen bazı durumlarda kullanılmaya devam edilmektedir.

