Himalaya-kaya-tuzu

Pakistan’ın Pencap bölgesinde toprak altından elde edilen pembe renkli bir tuzdur. Yapısında bulunan demir tuzları ve çok sayıda mineral bu pembe rengi verir. Çeşitli faydaları olduğu iddia edilir. Aslında hiç bir üstünlüğü yoktur bunun bir abartı olduğu anlaşılmaktadır.

İddialara göre Himalaya tuzu astım, migren, gut, bronşit, guatr, diyabet, uykusuzluk, kireçlenme, uyku bozukluğu, kemik erimesi hastalıklarına iyi geldiği söylenir. Detoks amaçlı kullanılması önerilir. Böbrekteki asidi attığı, beyinin elektrik üretmesini sağladığı iddia edilmektedir. Sofra tuzu olarak kullanılması öne sürülür. Banyo tuzu olarak veya deriye piling amacı ile sürülmesi teklif edilmiştir.
Salatalara, yemeklere serpilerek kullanılması, oturma odasında havayı temizlemesi için açıkta bulundurulması önerilmiştir. Himalaya tuzu lambaları da vardır.

Himalaya tuzunun yapısında 84 tane element bulunduğu listelenmiştir. Ancak Himalaya tuzunu zenginleştiren söz konusu bu elementlerin toplam kütlesi, tuz kütlesinin %2-5 ‘i kadardır. Asıl kütle sodyum klorür iken sözü edilen sürpriz elementlerin toplamı yok denecek kadar azdır. Himalaya gibi doğal tuzların (kaya, deniz okyanus, İngiliz tuzu ve diğerleri) %97-99 kadarı zaten sofra tuzu (NaCl) dir.
Himalaya tuzunun yapısındaki minerallerden yeterince faydalanmak için 30 gram yenmesi gerektiği söylenmektedir. Ancak bu tuzdan 30 gram yenilirse çok yüksek sodyum alınmış olacağı için tansiyon yükselebilir, böbrekler yüklenebilir, kalp damar sağlığı üzerine olumsuz etkiler görülebilir. Yani Himalaya tuzu, sürdürülebilir bir besin maddesi değildir.
Himalaya tuzunda bulunduğu söylenen söz konusu elementlere vücudumuzun ihtiyacı azdır ve acil değildir. Bir kaç şişe maden suyu içilse veya deniz ürünleri yenilse doğal tuzlardan alınması umulan minerallerin önemli bir kısmı alınmış olacaktır. Bu bakımdan ele alındığında Himalaya tuzu ve kaya tuzu orijinal değildir, parlak fikir değildir, vazgeçilmez değildir.
Şerefli Koçhisar, Çankırı veya çevresinde elde edilip rafine edilen ve saflaştırılarak temizlenen ve sonra içerisine iyot ilave edilerek zenginleştirilen ve bakkalda satılan tuz beyazdır ve tiroid bezi sağlığımız için uygundur. Ancak Himalaya tuzu kaya tuzu ve diğer tuzlarda içerik stabil değildir ve rafine edilmediği için kirli olabilir.

Topraktan çıkarılan Himalaya tuzunda aşağıdaki zararlı maddeler de bulunur:
Arsenic As <0.01 ppm
Cadmium Cd <0.01 ppm
Mercury Hg <0.03 ppm
Lead Pb 0.10 ppm
Polonium Po <0.001 ppm
Uranium U <0.001 ppm.
Plutonium Pu <0.001 ppm
Bu içerik sağlık bakanlığımız tarafından doğrulanmıştır.
Kaya tuzunun , deniz tuzu, okyanus tuzu gibi doğal tuzlar, suyunun buharlaştırılması ile elde edildiği için yapısında NaCl dışında başka mineraller de bulunur. Örneğin Mg, Ca, Zn, gibi metaller karbonat, sitrat, sülfat gibi anyonlar bulunur. Orijinal içeriği bulunduğu öne sürülerek satılan okyanus suyu Cl  %55, Na+  %30.6, SO2 %4 7.7, Mg2+ % 3.7, Ca2+ %1.2, K+ % 1.1 karışımdan ibarettir. Yaklaşık olarak söylemek gerekirse bir bardak tuzlu su ve maden suyu karışımı gibidir.
Yasalarımıza göre, ülkemizdeki pazarlanan kaya tuzunun sodyum klorür oranı %97 den az olamaz. (16.8.2013 Resmî Gazete Sayı : 28737 Türk Gıda kodeksi Tuz tebliği Madde 5ç şu şekilde yazar: Yeraltı kaynak ve kaya tuzlarında kuru maddede sodyum klorür miktarı en az % 97, diğer tuzlarda % 98 olmak zorundadır.
Bu yasal düzenlemeye rağmen bazı hekimler bilinmeyen bir yerden temin edilmiş olan kaya tuzu numunesini bir laboratuarda analiz ettirerek kaya tuzlarının yapısında %60 ve 37 oranında Na ve Cl bulunduğunu ileri sürmekte, tansiyonu yükseltmeyeceğini söylemektedir. Hatta hipotezlerini daha ileri götürerek, doğal tuzların kanseri engellediğini, bebek sahibi olmayı kolaylaştırdığını, böbrekleri regüle ettiğini, mikrop öldürdüğünü, uykusuzluğa , bağışıklık sistemine iyi geldiğini öne sürmektedir. Son 50 yıl öncesinde rafine tuz bulunmadığını insanlığın kaya tuzu yiyerek gelişip bu güne geldiğini öne sürmekte, kanserlerin ve diğer hastalıkları rafine tuz kullanımına ilişkilendirmektedir. Daha sonra bu rapora konu olan kaya tuzu ile başka adreslerden elde edilen kaya tuzlarının farklı içerikleri olabileceğini söylemektedir. Oysaki bu iddiaları doğrulayacak hiç bir bilimsel kanıt bulunmamaktadır.

Himalaya tuzunda yukarda belirtilen arsenik, kurşun gibi toksik elementlerin konsantrasyonları insanı zehirleyecek ve zararlı etkilerin ortaya çıkmasına yetecek kadar yüksek değildir. Ancak Himalaya tuzunun veya kaya tuzunun uzun süreli kullanımında bu elementler vücutta birikeceği için zararlı etkileri ortaya çıkacaktır.

Hiçbir bilimsel faydası bulunmadığı anlaşılınca FDA Himalaya tuzuna verdiği izni geri almıştır (FDA, 2013).

(Avocado D. Your Worst Day Ever: David Avocado’s Himalayan Salt Debunked. Bad Science . January 18, 2016.)

Ülkemizde sofra tuzu şöyle rafine edilmektedir:
Kaya, deniz veya gölden elde edilen ham tuzda toprak dahil çok sayıda kir bulunur, buharlaştırılıp yeniden kristalize edilerek saflaştırılma işlemine rafine etmek adı verilir. Bu işlem  29/12/2011 tarihli ve 28157 3 üncü mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliğinde yer alan hükümlere uygun yapılır.
Topraktan gelen tuzlu su taşlı havuzlarda 110 dereceye ısıtılır. Buharın yapısında bulunması muhtemelen CaSO4 bu taşlara yapışır, buhar 106 derecede açık kaplara alınır ve santrifüjlenerek suyundan ayrılır sıcak hava üflenerek kurutulur. Eleklerden geçirilir. Sanayi tuzu bu aşamada elde edilir ayrı paketlenir. Sofra tuzu Homojen olur ve tane büyüklüğü; göz açıklığı 1000 µm’lik elekten tamamı, 210 µm’lik elekten ise en çok % 20’lik kısmı geçecek büyüklükte olacak şekilde elenir ve paketlenir. 
Bu tuza doygun buhar çözeltide bulunan kalsiyum sülfat, magnezyum klorür, magnezyum sülfat ile kalsiyum ve magnezyum bikarbonatların giderilmesi için tuzlu su önce kireç-soda veya kostik-soda ile işlem yapılır. Kireç-soda işlemi için, tuzlu suyun doldurulduğu büyük tanklara, kireç sütü, Ca(OH)2, pompalanır. Ardından sodyum sülfat eklenir. Tuzun içerisinde mevcut MgCI2 tuzla beraber suda çözünen bir maddedir. Esas olarak tuzun nemlenmesine neden olan MgCI2 aynştırabilmek için, eritme tanklarına CaO katılır. Filitrelenir. Soğumaya bırakılır. Tuz kristalleri dibe çöker 54  dereceye soğuyunca çöken tuz alınır, tekrar doygun tuzlu su verilip ısıtılır ve bu işlem tekrarlanarak üretim devam eder. Buharlaştırma kazanının dibinden alınan tuz kristalleri, santrifüjde suyundan ayrıştırılır. Santrifüjden çıkan tuz yaklaşık % 3 oranında neme sahiptir. Hava kurutucularına verilerek % 0.05 neme kadar kurumaya bırakılır. Sanayi tuzu olarak piyasaya sunulan tuz doğrudan doğruya bu kurutucudan çıkan tuzdur. Saflığı % 99.7 oranındadır. Sofra tuzu olarak satılan tuz ise yukarıda üretim şekli anlatılan sanayi tuzuna, tuzun akışkanlığını arttırmak amacıyla % 0.5-1.0 oranında Magnezyum Karbonat, Kalsiyum silikat, Kalsiyum karbonat, di ve tri kalsiyum fosfat gibi maddeler eklenerek elde edilir. Sofra tuzunda aranan özellikler TSEK tarafından standart hale getirilmiştir  (Ergin, 1988).

Kaynak: Ergin, Z. (1988). Tuzun Üretim teknolojisi ve İnsan Sağlığındaki Yeri. Madencilik Dergisi, XXVII (1)9-30.

Ülkemizde tuz rafine işlemleri sağlık bakanlığı tarafından belirlenen ve resmi gazetede yayınlanan Türk standartları enistütüsü tarafından standardize edilen yöntemlerle yapılır. Dünya sağlık örgütü izin vermiş olsa bile siyanürlü veya alüminyumlu katalizör maddeler kullanılmamaktadır. Bu tür iddialar Himalaya ve diğer tuzların satışlarını artırmak için çıkarılmış söylentiler olabilir.

Sonuç:
Himalaya tuzu:
● Her tuz gibi NaCl içerir ve tansiyonu yükseltir,
● Yapısındaki toksik maddeler birikirse sağlığa zarar verebilir,
● İçinde iyot bulunmayışı bir eksikliktir,
● Astım ve bronşite iyi geldiği ispatlanmamıştır ,
● Bağışıklık sistemi, uyku, ruh hali, stres, migren üzerine faydalı etkisi bulunduğu gösterilmemiştir.
● Tansiyonu düşürdüğü doğru değildir, tam tersine yüksek sodyum sebebi ile tansiyonu yükseltmesi beklenir,
● Tuz tadı zayıf olduğu için bireyler tuz tadı algılamak amacı ile yemeğe normalden fazla Himalaya tuzu veya kaya tuzu eklemek zorunda kalır ve kolayca sodyum yüklemesi hasarına maruz kalabilirler.
● Odada Himalaya tuzu bulundurmanın havayı temizlediğine dair herhangi bir bilimsel kanıt yoktur,
● Kanı sulandırıp kan akışını hızlandırdığı iddialarının bilim temeli bulunmamaktadır,
● Halk arasında tuz mağaralarının astıma iyi geldiği düşüncesi bulunsa bile bilimsel veriler bunu doğrulamamaktadır, astım hastalarının Himalaya tuzu yemeleri için geçerli hiçbir mantıklı sebep yoktur,
● Himalaya tuzu rafine edilip temizlenmediği için kirli olabilir,
● Günlük kullanımda bakkalda satılan rafine edilmiş, temizlenmiş, standardize edilmiş, yasal ve tıbbi kurallara uygun hazırlanmış olan iyotlu tuz kullanılmalıdır.
● Kaya tuzu, deniz tuzu, okyanus tuzu, Himalaya tuzu gibi tuzlardan uzak durmak uygun olur.


Bu veb sayfası okuyucuya fikir vermek içindir. Muayene teşhis veya tedavi yerine geçmez. Daima doktorunuza danışınız