Adana’nın rakı festivali yoktur, hiç olmamıştır.
Gelenekselleştirmeye çalışılan sözüm ona rakı festivali aslında bazı alkol seven bireylerin amacını aşan girişimleridir. Desteklenmemelidir.
Rakı-kebap festivali bir özenmeye sebep olmaktadır. Rakı içmeye özenen bir gençlik oluşmaktadır. Sanki faydalı bir şeymiş gibi rakı içmeyi gelenekselleştirmeye çalışmak geleceğimizi sıkıntıya sokabilir. Lale festivali, bahar festivali, çiçek festivali bir kutlama gerektirebilir ancak her içildiğinde beyin hücrelerini öldürüp bireyi asosyal yapan, direksiyon başında kaza yapmasına sebep olan, aileleri dağıtan, insanı uyuşturan, karaciğer sirozu ve kanserine yol açan, sağlığa aykırı bir içeceğin festivalini yapmak, onu gelecek nesillere taşımak, ve normalleşmesini sağlamak demektir. Toplumu ve gençlerimizi alkolden uzak tutmalıyız. Ancak bu şekilde geleceğimizi açık ve aydınlık beyinlere teslim edebiliriz.
Mevlana ve Şeb-i Arus Kutlamalarına alternatif gibi ayni tarihte Adana’da kebap-Rakı festivali düzenlenmesi, sanki tutucu kesime meydan okuma anlamı da içermektedir. Bu kılıç çekme teşebbüsü toplumda önceden kestirilemeyen dip dalgalarına ve sosyal reflekslerin tetiklenmesine sebep olabilir. Bu açıdan bakıldığında rakı karşıtlarının tepkisi daha radikal, agresif ve daha haklı olmaya başlayacaktır. Şimdilik böyle bir sosyal bulanıklığa ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum.
Öte yandan sağlığa aykırı bir materyale festival düzenlemek akılcı ve doğru değildir. Sigara festivali, amfetamin festivali, esrar festivali ne kadar anlamsız ve zararlı ise rakı festivali de o kadar zararlıdır. Engellenmelidir.