Her ağız kokusu hastası kendi ağız kokusuna alışır ve kendi kokusunu duymaz olur diye söylenir.
Ağız kokusu konusunda endişelenen bireyler, kendi ağız kokularını halitometre ile ölçüp bulduğumuz değerden daha yüksek olarak değerlendirirler. Veya tarafsız bir bireyin bulduğundan daha yüksek bir seviyede ağız kokusu bulunduğunu söylerler. Eğer bir adaptasyon gerçekleşmiş olsaydı, yani eğer bireyler kendi kokularını duymuyor olsaydı, bireyin gerçek değerden daha az şiddette ağız ve nefes kokusu bulunduğunu beyan etmesi beklenirdi.
Acaba koku adaptasyonu diye bir şey mi yok? Yoksa psikolojik bir algı bozulması mı var?
Eğer hastalar kendi ağız kokularına alışmış olsalardı “koku yok” derlerdi. Hastaların bu önyargılı varsayımları, obsesyon-zorlantı, depresyon, kaygı, fobik kaygı ve paranoid düşünce gibi psikopatolojik göstergelerle önemli ölçüde ilişkilidir.
Ayrıca, bu önyargılı kavramlar inatçıdır, derinlere yerleşir ve iddialıdır. Ancak psikiyatrist tarafından tedavi edilebilir.