Yaklaşık 10 yıl kadar önce çinkolu ve alkolsüz bir ağız ve vücut kokularını gideren kimyasal formülü geliştirdim. Kendi adıma patentini aldım. Formülü ücretsiz olarak kullanması için bir yerli firmaya verdim. Bu gün HalitosilZn ismi ile piyasada satılmaktadır. kendisinden ücret istemediğim için firma bana borcunu ödemek amacı ile kutunun üzerine ismimi yazmış sağ olsun.
Bana sık sık soruyorlar neden bu gargaranın satışından para istemiyorsun diye. İşte bunu anlatmak amacı ile bu yazıyı kaleme alıyorum.
Günümüzde fakültedeki akademisyenler başta olmak üzere piyasada sivrilmiş ve hitabeti kuvvetli olan hekimler ücret karşılığında seminerler, toplantılar, kurslar düzenliyorlar. Belirli bir ticari ürünü hedef alan bazı tıbbi bilgileri anlatıyorlar. Bu toplantının asıl hedefi firmanın ürününün reklamını yaparak satış yapmasını temin etmektir. Yani akademisyen veya tanınmış bir diş hekimi kürsüye çıkıyor, parasını aldığı firmanın ürününü sattırıyor. Senaryo budur.
Bunu herkes biliyor hiç kimse telaffuz etmiyor. !
Toplantıya para ödeyerek katılan genç diş hekimleri de bu kursun ticari arena olduğunu biliyor. O halde neden katılıyor? Bunu bilmiyoruz. Fakat tuhaftır ki, memnun ayrılıyor. Stokholm sendromu gibi sanki.
Firma da memnun. Parasını cebine koymuş ve ürünlerinin reklamını yaptırmış oluyor. Akademisyen veya tanınmış diş hekimi de memnun çünkü parasını almış oluyor. Yani alan razı satan razı. herkes memnun.
(Tıpkı kök kanalı dolgusunda kortizol kullanılmasının sakıncalı olduğu bilinmesine rağmen herkesin memnun olması gibi. veya karbamit peroksitin dişi tatmin edici şekilde beyazlatmadığını herkesin biliyor olmasına rağmen kimsenin şikayetçi olmadığı gibi)
Katılımcı ve firmayı anlayışla karşılıyorum ama bu senaryoda akademisyen veya tanınmış diş hekiminin duruşunu beğenmiyorum. Kimden para aldıysa onun ürününün reklamını yapmak kişilikli bir duruş değildir. Özellikle daha fazla ödeyen rakip firmanın reklamını yapacak kurslar seminerler vermeye başlamışsa durum daha da omurgasız bir şekilde karşımıza çıkmış oluyor. Eğer firma kendisi dışında başka bir akademisyen bulup reklam yaptırmak üzere başka bir konuşmacı bulursa bazı akademisyen veya tanınmış diş hekimleri müşteri kaybetmemek için fiyat düşürüyorsa durum tamamen kalite kaybetmiş demektir.
Akademisyen veya önde gelen diş hekimi kursta sadece para aldığı firmanın ürünlerinin markasını telaffuz ediyor. Kurs verdiği konuda başka firmanın veya ürünlerin isimlerini kullanmıyor veya kullandırmıyor aldığı parayı hak etmek için.
Ayrıca akademisyen kursunu verdiği konuyu neden fakültede derste öğrenciye öğretmiyor anlatmıyor da, para ödeyince kursta öğretiyor ve anlatıyor? Bu da sorulması gereken değerli ve önemli bir sorudur.
Firmalar birbirleri ile rekabet yaparken hangi hocayı tutacaklarını konuşuyorlar kendi aralarında.
İşte ben bu senaryoda kurs veren akademisyen ve hekimlerin dik duruş gösterdiklerini, soylu ve asil davrandıklarını düşünmüyorum. Para ile bilim arasında yeterince kalın bir duvar koyduklarını da düşünmüyorum.
Kendi geliştirdiğim gargaradan ücret almayışımın sebebi budur. Bu akademisyenler veya hekimlerle arama mesafe koymak için, onlardan uzak olduğumu kendime ve çevreme göstermek için, onurlu durmak, paranın kölesi olmadığımı tescil etmek, omurgalı durmak için para almıyorum. Paralı senaryolardan intikam almak için para almıyorum.
Şimdi reçeteme Halitosil yazarken güvendeyim. Sağlamım. Dimdik duruyorum. Hiç. kimse para için kendi ilacını yazıyor diyemez. Hiç kimse para için ilacını övüyor diyemez.
Halitosil gargaranın satışından ücret almadığımın sebebi budur.
Sordunuz anlattım